Doğubayazıt’ın sarp kayalıklarına yaslanmış, kartal yuvasını andıran bu görkemli yapı, Ağrı’nın sessiz dağlarının arasında tarih ve estetiği bir araya getiriyor. İshak Paşa Sarayı, sadece taş duvarlardan ibaret bir yapı değil; saray, cami, türbe, harem ve zindan gibi bölümleriyle başlı başına bir şehir gibi. Her köşesi ince ince işlenmiş motiflerle bezeli bu yapı, Anadolu’nun saray mimarisine dair söylenmemiş tüm sözleri dillendiriyor. Güneşin doğuşuyla parlayan taş duvarlar, burayı ziyaret eden herkese "iyi ki geldim" dedirtiyor.

 

Tarihi Bilgiler

 

Yapımına 1685’te Çolak Abdi Paşa tarafından başlanan ve oğlu İshak Paşa’nın tamamladığı bu saray, Osmanlı, Selçuklu ve İran mimarisinin izlerini bir arada taşır. 18. yüzyılda tamamlanan yapı, Anadolu'daki en önemli saray komplekslerinden biridir. Isıtma sisteminden pencere düzenine kadar dönemin çok ötesinde çözümler barındıran İshak Paşa Sarayı, Osmanlı mimarisinde taş işçiliğinin zirvesi kabul edilir.

 

Viofun’ın Önerisi

 

Sarayın terasından Doğubayazıt Ovası’nı izlerken kulağınıza sadece rüzgar değil, tarih de fısıldar. Buraya geldiğinizde saray gezisinin ardından ovaya doğru yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz. Hemen aşağıdaki düzlükte yerel halkın kurduğu küçük tezgahlardan yöresel el işlerini inceleyin, ardından taş fırında pişirilmiş sıcak bir tandır ekmeği eşliğinde ayran molası verin. Hazır buralara kadar gelmişken, Doğubayazıt merkezdeki eski hanları da rotanıza ekleyin.