Bir şehir düşünün, hem kayalara oyulmuş hem baraj sularına karşı taşınarak korunmuş… Hasankeyf Müzesi ve Örenyeri, Mezopotamya'nın en kadim yerleşimlerinden birinin hem geçmişini hem geleceğini bir araya getiriyor. Modern müze binasında Neolitik Çağ’dan Osmanlı’ya kadar uzanan eserler, dijital sunumlarla desteklenerek sergileniyor. Hemen yanında ise taşınarak kurtarılan Artuklu Hamamı, Zeynel Bey Türbesi, Er-Rızk Camii minaresi ve Orta Kapı gibi mimari yapılarla oluşturulmuş Yeni Hasankeyf Ören Alanı, açık hava müzesi niteliğinde eşsiz bir deneyim sunuyor.

Hasankeyf’in tarihi, 12 bin yıl öncesine kadar uzanır ve burası, insanlık tarihinin en uzun kesintisiz yerleşim alanlarından biridir. Antik Roma döneminde stratejik bir kale kenti olan Hasankeyf, Orta Çağ’da Artuklu ve Eyyubi beylerinin başkentliğini yapmıştır. Dicle Nehri kıyısındaki eski yerleşim alanı, Ilısu Barajı projesi kapsamında sular altında kalmadan önce koruma altına alınarak, tarihi yapılar yeni konumuna taşınmıştır. 2020 yılında açılan Hasankeyf Müzesi ise bu eşsiz kültürel birikimi modern bir yapıda yaşatmaktadır.

Viofun’ın Önerisi
Yeni yerleşim alanında Zeynel Bey Türbesi’nin gölgesinde kısa bir mola verin. Ardından müze binasında sergilenen mozaiklere, heykelciklere ve kil tablet yazıtlarına zaman ayırın. Eski ile yeninin iç içe geçtiği Hasankeyf, sadece bir gezi değil, duygu yüklü bir geçiştir.